Esra Saruhan ile ....
Esra Saruhan

1. Şirketiniz ve pozisyonunuz hakkında kısa bir bilgi verebilir misiniz?

Ben 26 yıldır Unilever'de çalışıyorum. Çok değişik görevlerde bulundum. Önce IT'de başladım ama daha sonra Commercial departmanda çalıştım. Sonra tekrar büyük bir projeyle IT'ye geri döndüm. Öncelikle bölgesel daha sonra iki-üç kıtayı kapsayan bir SAP projesi gerçekleştirdik, şu anda da bu projenin destek yöneticisi olarak SAP Basis, Security, ABAP ve Global Projeler alanında çalışıyorum.

2. PBS Bilişim nasıl tanıştınız?

PBS Bilişim ile 2003 yılında tanıştım. Aslında şu an PBS'i oluşturan ortakları önce ayrı ayrı, tek tek tanıma fırsatım oldu. Onlar Application Basis ve Security alanlarında ayrı şirketlerde görev yapıyorlardı ve PBS daha sonra kuruldu. O zaman tanıştık.

3. PBS Bilişim ile gerçekleştirdiğiniz proje hakkında bilgi verebilir misiniz?

Biz PBS'le çok fazla proje yaptık. Çok farklı alanlarda çalıştık. Öncelikle bölgedeki ülkelere SAP sistemi kurma projesinde çalıştık, proje sonrası da destek birimi olarak görev ve sorumluluklar aldık. Dolayısıyla sadece proje alanında değil, çok çok önemli olan destek alanında da PBS ile çalışma imkanı bulduk.

4. PBS ile birlikte yaptığınız projeler süresince aldığınız hizmet kalitesini değerlendirebilir misiniz?

Hizmet kalitesinin her zaman yüksek olduğunu söyleyebilirim. Bunu da şuna bakarak söylüyorum: Öncelikle PBS'in destek verdiği alanlar; uzmanlığı o kadar kolay bulabileceğiniz alanlar değil. Piyasada pek çok farklı alanda çok fazla uzmanı size sağlayabilecek şirket varken, SAP Basis ve Security konularında destek verebilecek kişi sayısı çok az. Oysa PBS, bu konuda uzman bir kadroya sahip. Dolayısıyla getirdikleri elemanlar olsun, ortakların kendileri olsun; bize destek verirken bu uzmanlıklarını çok konuşturdular. Bu bizim için çok çok önemliydi. Bir de bunu yaparken ki bağlılıkları bizi çok etkiledi. Gerçekten olayı çok kendilerininmiş gibi benimsiyorlar. Kendilerinin olduğunu düşünüyorlar aslında. Benimsemiyorlar. Yaptıkları her iş; kendi işleri. Bu çok önemli bir şey. Dolayısıyla olay böyle olunca da; siz de ister istemez büyük bir güven duyuyorsunuz. O güven, sizde de onlara karşı bir bağlılık yaratıyor. Bunlar karşılıklı şeyler; güven, bağlılık. Bu bizim için çok önemliydi.

5. İleride yeni projeler veya düzenli SAP desteği konusunda PBS ile tekrar çalışmayı düşünür müsünüz?

Tekrar demek yanlış olur. Çünkü biz zaten çalışıyoruz. Çok uzun zamandır bu sürüyor ve sürecek gibi de duruyor. Ama her türlü, Unilever içerisindeki yeni projede, yeni destek alanlarında elbette ki PBS ilk seçim.

6. PBS Bilişim'den özellikle proje yaptığı şirketlerle düzenli çalışmaya özen göstermektedir. Şirket olarak PBS yapacağı geliştirme ve değişim işleri hakkında beklentiniz var mı? (eğitim, teknolojik gelişim ve değişimler hakkında düzenli görüşmeler, potansiyel proje ve support değişiklikleri )

Aslında ben burada PBS'e belki birkaç öneride bulunabilirim: Şu ana kadar oluşturdukları şirket kültürünü kendi elemanlarına da yaymaya çalışıyorlar. Buna kesinlikle devam etmeleri lazım. Kurumsal olarak yarattıkları bu kültürle birlikte yeni aldıkları elemenları biraz yoğurmaları gerekiyor. Ve o elemanların da onlarla birlikte aynı güven bağlılık içerisinde devamlılığını sağlamaları onlar için çok önemli olacaktır. Bunun yanısıra da mümkün olduğunca daha fazla kurumsallaşmak, daha fazla alanda faaliyet göstermek; onlar için çok faydalı olacaktır. Şu ana kadar Unilever gibi şirketlerle çalıştılar. Bunların sayısını arttırmaları hatta belki yurtdışına açılmaları; onlar için çok daha fazla maddi ve manevi getiri sağlayacaktır diye düşünüyorum.

7. PBS'i benzerlerinden ayıran özellikler nelerdir?

Daha önce değindiğim gibi; SAP'nin çok da bilinmeyen alanlarında ya da çok da tercih edilmeyen alanlarında ya da çok zor olan alanlarında faaliyet gösteriyorlar. Application Basis gerçekten de uzmanlık isteyen bir alan. Dolayısıyla benzer şirketlerde bu alanda bu kadar çok uzman insanı bir arada bulamıyorsunuz. SAP güvenlik alanı bize benzer şirketlerde bir nevi destek hizmeti olarak görülüyor. Oysa Unilever gibi kurumsal şirketlerin son derece önem verdiği ve hatta bunun için ayrı departmanlar kurduğu çok önemli bir alan. PBS'in hizmet portföyünde bu alanında ileri düzeyde uzmanlığı da bulabiliyorsunuz. En önemlisi ve bence en farklısı uzmanlık. İkincisi gerçekten de bulundukları şirkette hem profesyonel olarak çalışıyorlar ama aynı zamanda da kendilerini o şirketin bir parçası olarak o şirkete entegre etmeyi başarabiliyorlar. Hiçbir zaman bizim şirketimizde biz PBS'in elemanlarını başka bir şirketin elemanı olarak görmedik. İzin vermediler buna. Çünkü bizimle birlikteler hep ve bizden daha önce bizim sorunlarımızı görüp o proaktif yaklaşımı çok güzel sergileyebiliyorlar. Bu da çok önemli bir şey.

8. PBS deyince aklınıza gelen 3 kelime nedir?

Uzmanlık, bağlılık ve güven.

9. PBS ile yaptığınız projelerde yaşadığınız, unutamadığınız bir anınızdan bahseder misiniz?

Çok anı var. PBS şu anda support (destek) alanında Asya ve Afrika Bölgesine çalışıyor. Fakat biz, global destek departmanı olarak, benim departmanım olarak; Avrupa ve Amerika'ya da destek veriyoruz. Avrupa sisteminde bir problem oldu ve bu son derece ciddi bir problemdi. Bir şekilde bir çözüm gerekiyordu. Biz de bütün Application Basis elemanlarımızı, hangi bölgede çalışıyor olursa olsun; çözümün bir parçası yapmak için uğraştık. PBS ilk harekete geçen, problemi ilk kavrayan oldu. Burada sanki yıllardır Avrupa sistemine de destek veriyormuş gibi davrandı. Bütün tartışmaların parçası oldu. Bütün profesyonelliğini, uzmanlığını buna aktardı. Ve çözümün çok başarılı bir parçası olabildiler.

10. PBS 'in şirketinize kattığı en büyük değer ne olmuştur?

PBS şirketimize bir kere; gerek projenin uygulanması sırasında gerekse uygulanan sistemlerin devamlılığının sağlanması konusunda çok büyük destek vermiştir. En büyük desteği bu devamlılığın sağlanması konusunda olmuştur. Bir de bence en önemli özellikleri; problem olmadan önce onları görebilecek mekanizmaları yaratmakta son derece esnek olmaları. Yani onlar problem daha oluşmadan engelliyorlar. Bence en önemli olarak bu proaktif yaklaşımlarıyla sistemlerin devamlılığını sağlamışlardır.